ASİ KIZLARA HİKAYELER

MALALA YOUSAFZAI

Malala tatilleri sevmezdi. Tatiller, Taliban’ın bir gecede her şeyi değiştirebileceği korkusunu beraberinde getiriyordu. Bu korku, kısa sürede gerçeğe dönüştü. Taliban, bölgeyi ele geçirince kız çocuklarının okula gitmesi tamamen yasakladı.

Malala pes etmedi. Gizlice BBC Urdu için günlükler yazmaya başladı. Yazdığı satırlarda, Taliban’ın baskılarını ve kız çocuklarının eğitim hakkını savunuyordu. Her kelimesi bir direnişti. Cesur sözleri kısa sürede dikkat çekti ve Malala, Taliban’ın hedefi haline geldi.

2012 yılının bir sonbahar günü, Malala her zamanki gibi okul servisine bindi. Pencereden dışarıyı izliyordu. Birden otobüs durdu. Silahlı adamlar içeri girdi. "Malala hanginiz?" diye sordular. Hiçbir şey söylemesine gerek kalmadı. Gözler ona çevrildi ve kurşun ateşlendi. Malala başından vuruldu.

Taliban, Malala'yı susturduğunu sandı. Ama yanıldılar. Malala hayatta kaldı. Hastanede gözlerini açtığında, artık sadece kendi hayatı için değil, milyonlarca kız çocuğu için mücadele edeceğini biliyordu.

Malala, hayata döndükten sonra sesini daha da güçlendirdi. 2014’te Nobel Barış Ödülü’nü kazandı. Ama bu ödülü bir zafer olarak değil, bir sorumluluk olarak gördü. Malala Fonu'nu kurarak kız çocuklarının eğitime erişimi için çalışmaya başladı. Bu fon, kriz bölgelerindeki okulların yeniden inşasından öğretmenlerin eğitilmesine kadar birçok projeye destek verdi. Malala’nın sesi, artık sadece Pakistan’da değil, tüm dünyada duyuluyordu.

2015’te, Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada, "Bir kitap, bir kalem, bir çocuk ve bir öğretmen dünyayı değiştirebilir," diyerek eğitimin gücünü vurguladı. Bu sözler, dünya çapında yankı buldu. Malala, Pakistan’daki köylerden Afrika’daki mülteci kamplarına, Orta Doğu’daki kriz bölgelerinden Amerika ve Avrupa’daki eğitim zirvelerine kadar birçok farklı platformda konuşmalar yaptı. Her konuşması, kız çocuklarının eğitim hakkına duyulan ihtiyacın altını çiziyordu.

Malala sadece konuşmadı, harekete geçti. Zorla evlendirilmek istenen, okula gönderilmeyen, savaş ve yoksulluk yüzünden eğitimden mahrum kalan kız çocuklarına doğrudan ulaştı. Onlarla vakit geçirdi, hikâyelerini dünyaya duyurdu. Sadece maddi destek sağlamakla kalmadı, onlara cesaret verdi. Kimsenin seslerini kesemeyeceğini ve korkularının üzerine gitmeleri gerektiğini öğretti.

2017'de, Malala Fonu’nun çalışmaları sayesinde Nijerya’da Boko Haram’ın kaçırdığı kızların bir kısmı özgürlüğüne kavuştu. 2018’de, Suriye’deki mülteci kamplarında yüzlerce kız çocuğu okula başladı. Aynı yıl, Kenya’daki Maasai kabilesinde erken yaşta evlilikleri önlemek için bir eğitim programı başlatıldı.

Malala’nın etkisi politika dünyasında da hissedildi. 2019’da, Malala Fonu’nun baskısıyla Pakistan hükümeti, kız çocuklarının eğitimi için bütçeyi artırdı ve eğitim reformlarını hayata geçirdi. 2020’de, Malala İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden felsefe, politika ve ekonomi (PPE) bölümünden mezun oldu. Eğitimi tamamladıktan sonra küresel eğitim liderlerinden biri olarak çalışmalarına devam etti.

Malala’nın mücadelesi, sadece kendi hayatta kalma savaşının değil, milyonlarca kız çocuğunun eğitim ve özgürlük mücadelesinin sembolü haline geldi. Onun hikâyesi, korkudan cesarete, umutsuzluktan umuda bir dönüşümün öyküsü oldu. Malala artık sadece bir isim değil, kız çocuklarının geleceğini yeniden yazan küresel bir hareketin öncüsüydü.